RUHUN SOKAK GÜRÜLTÜSÜ DÜŞ RİTMİNDE

THE DIN OF STREET SPIRIT SOUNDS IN THE RYTHME OF DREAMS

31 Ağustos 2007 Cuma

Crimes of Passion 2


Bob Actor/feat: Fantom... Althusser Helen'i seviyor...
Süleyman Zafer Handan'ın oyuncak silah kurgusu..
Ve sağ cenahtan genel görünüm...

29 Ağustos 2007 Çarşamba

Tutku Suçları Bildirge!

Tutku Suçları/S.E.T.

Sürekli uyarılma, sürekli karşımıza çıkan ‘haz al’ ayartmaları, her şeyin daha çok kötülük ve karanlığa gömüldüğü, çökmekte olan bir dünyadan yükselen ‘tadını çıkar’ baskıları..

Bu tabloyu; sadece baskıcı devletlerin ya da yaşamımızı tahakküm altına alan çokuluslu şirketlerin işlediği suçlar yaratmadı. Gündelik, sıradan hayatlarımızdan sızan şiddeti, iki kişinin en masum görülen ilişkisinden sızan faşizmi görmeden,değiştirmeden başka bir dünya nasıl?
Doğum travmasının bir kabusa dönüşmesi, bir başka gezegenden ana rahmine düşüş, filozof Althusser’in karısı Helen’e masajı, aşkın en doğrudan tezahürü kezzap, silahlar, daha fazla silahlar… 7 ölümcül kız kardeş; shell, enron, bp…

Sürrealist Eylem Türkiye’nin Tutku Suçları adlı kolektif sergi aksiyonu; tutkunun masumiyetine ve suçlarına, acılarına ve baştan çıkarıcılığına odaklanıyor. Kirletilmiş bir dünyada arzunun masumiyetine sığınarak..

Tutku Suçları/S.E.T.
24.08.2007

Bob Actor (aka:E.C.A)
Cins
Onston
Pınar Nurhan/Narkız
Özgür Ada
Baysan Yüksel
Gamze Özer
Özgür Erman
Hüseyin Ugur
Dilana Petrowa
Süleyman Zafer Handan
Ali Kartal
Gökçen Öçalan
Tutkutut
Gözde Genç
Fantom
Perşembe


28 Ağustos 2007 Salı

Crimes of Passion-Action









Tutku Suçları-Giriş...
Cins...
Sol Cenah-Detay
Onston

20 Ağustos 2007 Pazartesi

Tutku Suçları...


Althusser, Marki De Sade, Fourier, Nerval, CanTat....
Tutkunun masumiyeti ve acıları...
Sürrealist Eylem Türkiye'ye de kollektif eyleme geçmiş Sürrealistler, Sitüasyonistler, DADAcılar, sokağın sanatçıları Tutku Suçlarında yan yana geliyor.
Barışarock'ın ilk günü öğlen saatlerinde ülkenin 4 ayrı yerinden gelen yaratıcılar bir sanat aksiyonu olarak Tutku Suçlarını alanda inşa edecekler..

15 Ağustos 2007 Çarşamba

Barışarock/Tutku Suçları


9 Ağustos 2007 Perşembe

Tutku Suçları/S.E.T Barışarock Festivalinde




Sürrealist Eylem Türkiye; ülkenin ilk toplu Sürrealist sergi/eylemini karşı festival Barışarock'ta gerçekleştiriyor.
S.E.T'e gönül ve destek veren sanat aktivistlerinin kollektif üretimi olan Tuku Suçları 24/27 Agustos tarihlerinde Sarıyerdeki festival alanın içindeki basketbol sahasını çevreleyecek..
Tutku Suçları eylemi; Barışarock ardından 21 Eylül de dost kültür mekanımız Hayalbaz da izliyecisinin karşınına çıkacak.

4 Ağustos 2007 Cumartesi

Sokağın Sanatı İçin Yoldan Çıkmış Manifesto!

SOKAĞIN SANATI İÇİN YOLDAN ÇIKMIŞ MANİFESTO !

Yıl 2006.. Gezegen dünya… Coğrafya Türkiye… Çağdaş sanat hiper marketine hoş geldiniz. Büyük holdinglerin sponsorluğunda sanat adına üretilen yüzlerce çöp, en ışıltılı ambalajlar da tüketicinin önüne-beğenisine sunuluyor…

- hey sen, oradaki bunları söylemek için, önce bana formasyonunu söyle….

Şuralarda bir yerde ‘kapat’ tuşu olmalı……..

Gerçek, boğucu hüzne ne oldu? Yoldan çıkmış öfkeye? Kötümserliğe ne oldu? Ya da umutsuzluğun doğurduğu inatçılığa ? Sadece boşluğa koparılacak tek bir haykırışa ne oldu? Kelebek kanadında gizli, saf güzelliğe? Tek bir gülücükte baştan çıkartan tutkuya ne oldu? Peki ya yağmur altında dans ettiren deliliğe? Bulut gibi temiz ruhlara ne oldu? Her duyduğumuzda bizi titreten yegane özgürlük sözcüğüne? Ne oldu?. . .

- hey sen, oradaki bütün bunları sormak için yeterli bilgin, tecrüben var mı, kaç dil biliyorsun sen?

Bir –stop- tuşu olmalı; olmak zorunda…..

Kulisler, pazarlıklar; mutlaka çok-uluslu sponsor gerek… Satışlar, açık arttırmalar; bize Pazar gerek… Suni duyarlılıklar, yalan mesajlar; medyada bolca yer tutmak gerek… ne şiş yansın ne kebap; kavramsal takılmalı, post-modern olmalı, olmadı pre-modern olmak gerek…

Yaşadığımız yıkım dünyasında, sanat pazarda mal, sanatçı ise bir hokkabaza dönüştürülmek isteniyor. Bu film de oynamaya, izlemeye devam mı edeceğiz?
Stop- tuşu hala yerinde duruyor…..

- hey sen, konuşmak için kimden izin aldın ha, susturun şu alaylıyı….

Şimdi boş sokakları işgal etmiş hayaletlerin kulağımıza fısıldadıkları, kehanet surelerini tekrarlıyoruz….

Önyargılarımızla, gecikmiş pişmanlıklarımızla, iktidar savaşlarımızla, kasılmaktan gerili gururumuzla, korkunç unutkanlıklarımızla, kül yutmaz şüpheciliğimizle, kaderci boyun eğişlerimizle, ego krizlerimizle, hayatı cehennem eden hatalarımızla, sahte sevgilerimizle, boş umutlarımızla, alçalmış ruhsuzluğumuzla mı yaşayacağız? Daha ne kadar satacaz, satılacağız?

- hey sen, yeter, susturun şunu. Düpedüz deli sözleri bu…..

Stop düğmesi önümüzde, elimizin altında… Basıyorum, bu traji komik sahne, ekranla kararıyor… Sessizlik, kutsal sessizlik…

Şimdi, loş ara sokakların, sek sek oynayan çocukların, terk edilmiş otobüs duraklarının, yollarda sayıklayan meczupların, kaosun doğurduğu devasa caddelerin, sarhoş naralarının, bulvarların gizlediği parkların, seyyar satıcı çığlıklarının, metro çukurlarının, çıkmaz sokakların, kedilerin ve köpeklerin, kaldırım taşlarının olanca gürültüsünü sesimizle birleştiriyoruz…
Akademinin, şöhretin, paranın, imajın değil; sokağın sanatı için gürültü çıkartıyoruz. Cadde sergileri, sokak şarkıcılığı, graffiti, sokak tiyatrosu, duvar magazini, sokak şairliği, fanzinler, karnaval düzensizliğinde nümayişler, kolektif , saf sanat ve eylem…

Biz, kopacak tinsel kıyametin rüzgarıyla gelen mutantlarız. Ve bu saçma dünyadan öcümüzü şiirlerimizle, kolajlarımızla, duvar yazılarımızla, cut-up’la , şarkılarımızla, öykülerimizle, tablolarımızla, sokak tiyatromuzla alacağız.

Artık yeni bir sahne yada ekran istemiyoruz. Yeni dalga, deliliğin bizi özgürleştirdiği yerde; sokaklarda başlıyor. Ve bunun için sadece ruhlarımıza sığınıyoruz, aksak sokak ritmiyle…


Perşembe

01.02.2006

Jorn yada 68'in Arzu Patlamasına Çağrı!


'gerçek realizm, materyalist realizm; formların içeriklerinin anlatımı
açısından gerçekçi degildir'
Asger Jorn

Sirena/Wheels of Misfortune